
İbrahim Aksoy
Ekim 2024 yılında, önce „Terörist Başı APO” diye konuşmasına başlayan Bahçeli, bir gün sonra, “APO gelsin mecliste konuşsun”, diye konuşmasına kaldığı yerden devam etti. Siyasette sürpriz olur ama, böylesi olmaz. O güne kadar “PKK, Amerika’nın Türkiye’ye karşı kurduğu ve desteklediği bir terör örgütüdür. 40 yılda, terör örgütüne karşı savaşta, 2 Trilyon Dolar harcadık. Şimdiye kadar Türkiye’de Kürt yoktur“ diyordu, bir de ne görelim, meğer APO ile Bahçeli, Türkler ile Kürtler bin yıllık kardeşlermiş.
APO ile görüşmek üzere, üç MİT görevlisini görevlendirdiler ama Ahmet Türk gidemedi, belli ki APO Ahmet Türk’ü huzura kabul etmemiş. Ahmet Türk, Güney Kürdistan’daki görüşmelerde de yoktu. İyi de APO Ahmet Türk’ü kabul etmedi, siz de Türk’ün arkadaşı diğer MİT görevlisi Cengiz Çandar’ı gönderseydiniz. APO; 25 yıl önce, Türkiye’ye döndüğünün yıl dönümü 15 Şubat’ta, silahları bırakın emrini verecekti ama sesi çıkmadı. Türkiye’de herkes APO’dan gelecek barış emrini bekliyordu ama, dünyanın umurunda bile değil. Bu çağırıya Türkler razı değil, Kürtler de değil. Her iki taraf da devletin 40 yıldır oynadığı savaş oyunundan da hiç razı değiller. Çünkü bu oyun da değil, oyuncak.
APO’yu Türkiye’nin haberi olmadan, Esad’ın götürüp Şam Devlet Mahallesine yerleştirdiğine kimse inanmıyor. Bilindiği gibi, bir trafik kazasında, suçlu kaçtı ABD’ye gitti. Türkiye haklı olarak, ABD’nin yakasına yapışmış suçluyu istiyor ama Türkiye bir sefer bile APO’yu Şam yönetiminden istemedi. Şam koruması altındaki APO, Türkiye’nin işine geliyordu.
APO Şam Devlet Mahallesinde oturuyordu, bir gün aniden ortadan kayıp oldu, bir gün sonra da Atina’da ortaya çıktı. APO birkaç devlete turistik seyahat yaptıktan sonra, APO’yu çalıp götüren ABD onu Kenya’da bir Rum’un çiftliğine yerleştirdi. Türkiye devreye girdi, ABD ile anlaştı. Sonra ABD 105 gün sonra APO’yu Kahire Hava Alanında, Türk yetkililere teslim etti. Acaba APO 105 gün boyunca, kendisini kaçırıp götüren CİA görevlilerine neler anlattı?
15 Şubat 1999’da APO Türkiye’ye geldi. Mahkeme; 30 bin insanın ölümünden sorumlu olarak, yargılamaya başladı. Mahkeme 29 Haziran 1999’da idam kararı verdi. Kasım 2000 yılında Yargıtay kararı onadı. Karar Meclise geldi, Meclis kararı Ocak 2000’e erteledi, Ocak 2000’de meclis idam kararını kaldırdı, DGM APO’nun ölüm cezasını, müebbet hapse çevirdi, Ekim 2024 yılından beri de APO; kendisini ölüm cezasından kurtaran, Bahçeli abisi ile barışmaya çalışıyor. İnşallah barışırlar, millet de her ikisinden kurtulur.
Zaten başkent Kandildeki yöneticilerin, Türkiye ile hiçbir sorunu yoktur. 1992 yılında PKK güneyli Kürtlerle çatışmaya başladı, TSK onları arkadan çevirince, Güney çatışmayı durdurdu. TSK Cemil Bayık, Murat Karayılan başta olmak üzere, bütün yöneticileri yakaladı. Ankara’ya götürmek istediler, Ankara kabul etmedi. Ankara’nın talimatı üzerine hepsini serbest bıraktılar. Ben şahsen bunları Celal Talabani’nin ağzından dinledim. Bu da Ankara-Kandil dostluğunun işaretidir. Ben Ekim 2024 tarihinde de yazmıştım, “Kürtler sakın inanmayın sizi kandırıyorlar.”
Peki bu barış oyunu neyin, nesi? Bilindiği gibi; Birinci Dünya Savaşından sonra, İngiltere ve Fransa, Osmanlı topraklarında 23 devle kurdu, bunlardan biri de Türkiye’dir. İsrail’in topraklarını Filistinlilere bıraktı, Kürdistan’ı da dört devlet arasından paylaştırdı. Bugün ABD ve İngiltere başta olmak üzere, bütün batı, hatalarını düzeltmeye çalışıyorlar. Bölge’de Kürdistan’ı paylaşan 3,5 devlet çeşitli oyunlarla, paylarından vazgeçmek istemiyorlar. Bunlardan biri de Türkiye. Bahçeli’nin kardeşi APO ile başlattıkları barış, pay kaptırmama barışıdır.
Suriye; Türkiye Batı Kürdistan’a saldırmayı denedi ama, cesaret edemi. PKK silah bırakırsa, Batı Kürdistan silahlarını bırakıp teslim olmayacak. Türkiye’de bunu gerekçe gösterip, orada hazır bekleyen, Türkiye Milli Ordusunu “SMO” katliam için harekete geçirecek. Fakat karşısında, 3,5 ay APO’yu kucağında taşımış, büyütmüş, beslemiş, her şeyini en ince teferruatına kadar bilen, ABD var ve oyunun yutmuyor. Karşıda ABD olduğu için, APO ve Abisi Bahçeli’nin hayalleri suya düşebilir.
Kürtler, kardeşler barışsa bile, yüz yıldır soykırım uyguladıkları Türklerle asla barışmayacaklar.
Şubat 2025