
Firat Aras
Nihayet herkesin kafasına göre adlandırdığı sürece bir isim de bulundu.
Bahçeli’nin 1 Ekim 2024 tarihinde herkesi şaşırtan bir çağrı yapmış, o çağrıyı duyan Türk ya da Kürt herkes dilini yutarcasına şaşırmıştı.
Şaşkınlığa neden olan çağrının özü ya da içeriği değildi.
Çağrının şekil şartınaydı ki, o şaşkınlık hala devam ediyor.
Oysa yapıldığı ilk günde de daha sonraki her tekrarında da çağrıda şaşkınlık yaratacak bir şey yoktu, bugün de yoktur.
Varlığını kısmen de olsa hala sürdüren o şaşkınlığı yaratanlar gazete ve televizyonlardı.
Onlar işleri gereği çağrının özününü oluşturan şartları haberin içine yedirmiş, şekil şartını da manşete çıkarmışlardı.
Bahçeli çağrısında, „Terörist başı gelsin TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın…“
Bahçeli’nin çağrısının özünü oluşturan iki şart nedir?
- (Öcalan) Terörün bittiğini…
- Örgütün lağvedildiğini haykırsın.
Peki herkesi şaşırtan şekil şartı nedir?
- „Terörist başı“ yani Abdullah Öcalan gelsin TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun” cümlesi.
Bahçelinin bu açıklamasına destek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor; „ya silahları gömecekler ya da biz onları silahlarıyla birlikte gömeceğiz…“
Gömmekten kastettikleri kimler?
Tabi ki Kürtler…
Erdoğan’ın desteğiyle Bahçeli’nin çağrıda bulunduğu muhatap olan Abdullah Öcalan ne diyor?
„Bahçeli ve Erdoğan’ın güç verdikleri „Yeni Paradigma“ya destek vermeye hazırım…“
1 Ekim’den bugüne kadar Bahçeli ile Erdoğan’ın Öcalan’dan istedikleri net olarak ortadayken, Öcalan’ın „Yeni Paradigma“ dediği şeyin ne olduğunu bilen var mı?
Sanmıyorum…
Peki Öcalan’ın deyimiyle “Yeni Paradigma” ile Bahçeli ileri sürdüğü, Erdoğan’ın destek verdiği şarlar yerine getirilerek;
Abdullah Öcalan silah bırakma çağrısı yaparsa…
PKK lağvedilirse…
Kandil ve Rojava’daki güçler çağrıya uyup silah bırakırlarsa…
Öcalan, PKK ya da bir bütün olarak Kürtlerin kazancı ne olur?
Bahçeli ve Erdoğan’a göre “Kürt sorunu” diye bir sorun olmadığına göre, “terörsüz bir Türkiye’de” Abdullah Öcalan serbest bırakılır ya da ev hapsine alınır.
Devlet ile Devlet’in başı açısından durum bu kadar net iken, salt Bahçeli’nin; “Terörist başı gelsin TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın” demiş olmasına şaşıran Kürt ve Türkler, bunu bir süreç diyerek, bir isim bulma arayışına girdiler.
“Yeni Süreç…”
“Bahçeli Süreci…”
“İmralı Süreci…” diyenler oldu.
Ancak bunların hiçbir tutmadı.
Neyse ki Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk’ten oluşan heyet Selahattin Demirtaş ile yaptıkları görüşme ile isim sorunu da halledilmiş gibi görünüyor.
Görüşme sonrası Selahattin Demirtaş adına yapılan bir açıklamada, Demirtaş’ın Abdullah Öcalan’a destek verdiği, Erdoğan, Bahçeli ve Özgür Özel’e de teşekkür ettiği belirtiliyor.
Yapılan açıklamaya göre Demirtaş, adı konulmamış sürece de bir isim bularak şöyle demiş; „Her ne kadar sürece bir isim konulmasından ısrarla kaçınılıyor olunsa da bizim açımızdan bu süreç, ‘Demokratikleşme, Barış ve Kardeşlik’ sürecidir.”
Açıklamaya ek olarak, Demirtaş ile görüşsen heyetin görüşmenin sonucu ile ilgili değerlendirmeleri ise; „Demirtaş’ın gelişmekte olan sürece katkı ve desteği tam“ şeklinde.
Dua edelim ki, adı gibi belirsiz olan süreç, Abdullah Öcalan’ın deyişiyle Bahçeli ve Erdoğan’ın güç verdiği ve kendisinin de destek sunacağı „Yeni Paradigma“, Demirtaş’ın adlandırdığı isme uygun bir sonuç doğursun…
12.01.2025