
İbrahim Aksoy
Aferin sana İmamoğlu! Kendi Anadili Rumca da Kürtçe gibi yasak. Ana dilini bilmeyen ve konuşamayan bir Rum, Kürtleri kandırmak için, başlamış Kürtçe öğrenmeye. Öğren de sakın Kürtçe konuşmayasın ha..! Yoksa dayak yersin. Bak Mersin’de, çocuk anasıyla Kürtçe konuştu diye, sekiz kişilik Kürt aile saldırıya uğradı ve dayak yedi, baba hastanede yatıyor. Vallahi sen de Karadeniz Pontus Türklerinden dayak yersin, karışmam ha..! Heveslik yaptın Kürtçe öğreniyorsun, dikkat et başını belaya sokma. Paşalar Cumhuriyetinde herkesin rahatça Kürtçe konuşma imkânı yoktur. Kürtçe çok belalı bir dildir. Ben sizlerden onun belasını çok çektim.
İmamoğlu’nun yaptığına, Türkçede, “Aslını inkâr eden haramzadedir” derler. Kendisi Karadeniz Pontus Rumlarındandır. Dedesi, Ninesi Rumca konuştukları için, askerden, Polisten çok dayak yedi. Onun için geçmiş soyundan sopundan, hiçbir şey hatırlamak istemiyor.
Karadeniz; baştan başa Amasya merkezli ve daha sonra, Trabzon merkezli, Pontus Rum İmparatorluğuydu. Hatta; birinci dünya savaşı sırasında, Rusların işgal ettiği Karadeniz bölgesinde, 1917 yılında Trabzon Cumhuriyetini kurdular. 1919 Tarihinde, Osmanlı Paşalarıyla yaptıkları Havza toplantısına, Osmanlı Paşalarıyla anlaşarak, 1917’de kurdukları Trabzon Cumhuriyetini dağıttılar ve Osmanlı Paşalarına katıldılar.
Karadeniz bölgesi, tamamen Pontus Rumlarının yaşadığı tarihi bir bölge. Günümüzde yabancı yok denecek kadar azdır. Sanıyorum bugün halan nüfusun %90’ı Ortodoks Hıristiyan Pontus Rumlarından oluşuyor. Fakat bu Rumlar günümüzde kendilerini, Karadeniz Pontus Türkleri olarak kabul ediyorlar. Asena’nın soyundan almadıklarını biliyorlar ama, sarı saçlı, yeşil gözlü ve uzun boylarıyla da kendilerini Türkmen olduklarını söylüyorlar. Bunlardan birisi de Ekrem İmamoğlu’dur.
Ben altmışlı yılların ortalarında liseyi Rize’de okudum. Yaşlıların önemli bir kesimi, çok az Türkçe bilirdi. Bazen arkadaşların evlerine gittiğimizde, arkadaşlar bize tercümanlık yaparlardı. Daha sonra tarihi merakımdan dolayı, Karadeniz’i çok gezdim. Karadeniz’de binlerce yıkılmış Kilise harabesi gördüm. Hala ahır olarak kullanılan Kiliseler gördüm. Hiçbir Kilise, Kıble yönü tutmadığı için, Cami’ye dönüştürülmemiş, hepsi yıkılmış yok edilmiş. Son dönemlerde, en çok modern Cami’nin yapıldığı yer Karadeniz’dir. Özellikle Şeyhlik kurumu ve merkezleri, Karadeniz’de çok yaygındır. Bu din adamları, Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, bölgeyi Müslümanlaştırmak için görevlendirilmişler. Bir arkadaşın dedesi Kilise de Papazlık yaparken, Kiliseyi yıkmış yerine Cami yapmışlar. Bu sefer başlamış Cami’de İmamlık yapmaya.
Kıbrıs savaşında; Karadeniz Pontus Türkleri, askerlik şubelerinin önünde kuyruğa girdiler, asker olup Kıbrıs’ta Rumlara karşı savaşmak için. Ben o sıralarda Almanya’da öğrenciydim. Almanya’da çoğu Karadenizli geldi askere yazıldı. Ekrem İmamoğlu bir örnektir ama dönen işte böyle döner, geçmişi hatırlamaz, yeniye ölesiye candan sarılır.
Bir insan yaşadığı zulümden dolayı korkudan, soyunu sopunu hatırlamak istemiyorsa, kendisine bu kadar saygısızlık yapıyorsa, başkalarına nasıl saygılı ve insanca davranacak? Ekrem İmamoğlu; gelecekte düşündüğü siyasi ortam için, Kürtçe öğrenerek, Kürtleri kandırmaya çalışıyor. İmamoğlu efendi; Kürtler artık eski Kürtler değil. Günümüzde zulümden kaçan Kürtler, bütün Dünya’da, Üniversite okuyor. Boşuna kendini rezil etme, artık Kürtleri kandırmak o kadar kolay değil.
Yeni nesil Kürt gençliğine inancım ve güvenim sınırsızdır, yalancıya inanacaklarını hiç sanmıyorum.
Ağustos 2025