Türkiye her yönüyle tuhaf bir ülke.
Bir kısırdöngü gibi kendini hep tekrarlayarak, dinamizmini tüketmekte.
Dün Erdoğan’a yapılan hukuksuzluk, bugün Erdoğan eliyle İmamoğlu’na yapılmakta…
Dün Şemsi Denizer’in Kürtler için söyledikleri, bugün Mansur Yavaş tarafından dillendirilmekte.
Dünü hatırlayan var mı?
Pek sanmıyorum.
Çünkü düne dair ders veren çok…
Ancak o dersleri içselleştirecek toplumsal hafıza yok.
Bitlislilerin deyimiyle boşuna, “ulan makinist filmi al başe…” narası atılmıyor.
Biz de bir kez daha „al başe“ diyelim.
Yıl 1990’ların başı…
Bir taraftan ekonomik kriz…
Diğer taraftan her türlü soruna analık yapak Kürt sorunu.
Batı illerinde işçi ve emekçiler…
Kürdistan illerinde ise Kürtler sokakta.
DİSK’e bağlı Maden-İş, kitlesel bir şekilde Zonguldak’tan Ankara’ya yürümekte.
Kürtler ise Şirnak’ta…
Maden İş’in başında ve de yürüyüşün ön saflarında Şemsi Denizer…
Şirnak’ta ise “fırtına çocukları“ ön saflarda…
Dönemin yasaklı Kürt medyasının manşetlerin de, „Şırnak-Zonguldak Elele“ sloganı…
Şemsi Denizer‘in elinde megafon, gür sesiyle yürüyüşü engellemeye çalışan askerlere „Asker Şırnak’a…“ diye seslenmekte.
Otuz beş yılık aradan sonra aynı sahne yaşanmakta.
Ekonomik sorun diz boyu…
Kürt Sorunu hala Türkiye’yi kuşatmakta.
Amed’de „Barış ve kardeşlik“ sloganıyla Newroz kutlanmakta…
İstanbul Saraçhane’de İmamoğlu’na uygulanan hukuksuzluk protesto edilmekte.
Türkler kadar İstanbul’da yaşayan Kürtler de Saraçhane de.
Saraçhane’de kuşatma altında.
Reis’ten emir alan polisler kitleyi dağıtmak için biber gazı kullanmakta.
Yüksek sahnede Mansur Yavaş…
Şemsi Denizer’i canlandırmakta…
Gür sesiyle gecenin karanlığını delercesine polislere seslenmekte…
„Dün doğuda bir yerde, bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken ve o mitinge gidenlere polisler pamuk şekeri verirken, buradaki gençlere de pamuk şekeri vermelerini bekliyoruz!“
Şemsi Denizer nokta atışı yaparak Türk askerine Şırnak’ı hedef olarak gösteriyordu.
Mansur Yavaş ise, „Doğu“ kavramı ile bir bütün olarak Kürdistan’ı kast ederek, Türk polisine asli görevi olarak ellerindeki gazı Kürtlerin üzerine boca etmeleriyle yükümlü olduklarını hatırlatıyor.
Hasılı kelam…
Batı cephesinde değişen bir şey yok…
Kürtlerin barış eli havada…
Kardeşlik sloganları puslu havaya karışmakta.
Newroz halayına bakan yorgun yüzler…
Umutla güneşin yeniden doğuşunu beklemekte…
24.03.2025