
Firat Aras
Yanlış bir anlaşılmaya yol açmaması için başta belirtmeliyim ki, buradaki “Devlet” yeryüzünde Kürtlerden başka her milletin sahip olduğu devlet denilen ulusal organizasyon değil.
Bu, devletin Bahçeli olanı…
Yani Devlet Bahçeli.
Peki bu aşk karşılıklı bir aşk mı?
Sanmıyorum.
Çünkü eğer karşılıklı olmuş olsaydı, çekilen acı Devlet’in de diline vururdu.
Ahmet Ağa diye adlandırdığı Ahmet Türk’e yönelik dile getirdiği duyguları da aşk tanımına girmez.
O duygulara bir ad takmak gerekirse, o da akran ya da Ahmet Ağa’nın soyadına yönelik bir sevgi olabilir.
Kürtlerin Devlet’e olan aşkını kısa ve de özlü olarak en iyi dile getirenler ise, hiç kuşkusuz Tülay Hatimoğuları ile Tayyip Temel.
Tülay Hatimoğuları, yöneticileri dışında herkes tarafından bir Kürt Partisi olarak görülen DEM’in Eşgenel Başkanı, Tayyip Temel ise, aynı partinin en yetkili ve de etkili olan Eşgenel Başkan yardımcılarından biri.
Tayyip Temel birkaç gün önce katıldığı bir televizyon programında Devlet’e olan sevgisini dile getirirken, izleyicilerin bir şaşkınlık yaşamamaları için şöyle diyordu; “…Günün birinde Devlet Bahçeli’yi övebileceğimi hayal bile edemiyordum…”
Bu aşkı en yoğun olarak yaşayanlardan biri olan Tülay Hatimoğulları da basının kameraları karşısında Devlet’den bahsederken eli, ayağı titriyor…
“Serok” ile “Devlet”i birleştirip, “Abdullah Bahçeli” diyecek kadar dilinin kontrolünü kaybediyordu.
Tek taraflı da olsa Tülay Hatimoğuları’nın Devlet Bahçeli’ye olan sevgisine bir anlam vermek mümkün.
Her ne kadar Kürt Partisi olarak bilinen, DEM’in Eşgenel Başkanı olsa da Hatimoğulları, Devlet Bahçeli ile hem şehri olduğu gibi, Türkiye’nin bekası konusunda da onunla ortak bir hassasiyete sahip.
Zaten Bahçeli’nin geçen Ekim ayında yapmış olduğu çağrının amaçlarından biri de Tülay Hatimoğuları’nın başında bulunduğu partiyi, her fırsatta tanımladıkları gibi pratikte de bir Türk partisine dönüştürmeleri…
Vanlı olan Tayyip Temel’in duygularına gelince, onun Devlet Bahçeli’ye yönelik bugün sahip olduğu duygularının nedenini ancak Freud açıklayabilirdi ki, O da ne yazık ki artık yaşamıyor.
Tek taraflı aşkın depreştiği süreçte Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında canlı olarak şu çağrıyı yapmıştı:
“Bugün ülkede terör dışında Kürt Sorunu denilen bir sorun yok. Terörsüz bir Türkiye için de İmralı’daki ‘terörist başı’ gelsin Meclis’teki DEM Grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne de Edirne. Adres İmralı’dan DEM’e uzansın. Hodri meydan!”
Bu sözleri dışında bizim bilmediğimiz başka neler söylemiş ya da neler yapmış olmalı ki, bugün Devlet Bahçeli’ye övgüler dizerken, Tayyip Temel’e, “Günün birinde Devlet Bahçeli’yi övebileceğimi hayal bile edemiyordum” dedirten?
Tayyip Temel’in temsil ettiği Kürtlerin bu tek taraflı aşkın nedenini Freud kadar tahlil edemem.
Ancak bu bana, kölenin efendisine yönelik beslediği tek taraflı aşkı hatırlatıyor…
Köle tek taraflı aşkının acısıyla yanıp tutuşur, karşılık göremeyişinin acısını yaşar…
Efendi ise, kölesi tarafından sevilmiş olmanın keyfini çıkarır…
18.02.2025