
Firat Aras
Bir süre öncesine kadar hep Kürtler tutuklanıyordu.
Ya terörist…
Ya da teröre yardım ve yataklıktan.
Seçilmiş belediye başkanı…
Seçilmiş milletvekili…
Yasalara göre kurulmuş partilerin yöneticileri olmalarına ve üstlenmiş oldukları bu görevlerini yasalara uygun olarak yapmalarına rağmen…
Benzer görevleri üstlenen solcu Türkler, günün birinde sıranın kendilerine gelebileceğini teorik olarak bilmelerine rağmen, içlerine sindirmeseler de sesiz kalmayı tercih ediyorlardı.
Ve sonuçta beklenen oldu.
Tutuklanma sırası Türklere geldi.
Kürdistan’dan farklı olarak kayyum yerine yerlerine meclis içerisinden birileri seçilse de belediye başkanları görevden alınıyor.
Ümit Özdağ gibi parti genel başkanları…
Gazeteciler…
Sanatçılar tutuklanıyor.
En son Beşiktaş Belediye Başkanı tutuklanmış…
Her şeyin başı olan Erdoğan, „Turpun büyüğü daha heybede“ diye bir açıklama yapmıştı.
Bu sözü üstüne alan, asıl hedefin kendisi olduğu noktasından hareketle bir basın toplantısı düzenleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, basin mensuplarının huzurunda Erdoğan’ın „Turpunu” tanımlamıştı.
Turp, Erdoğan’ın tarif ettiği gibi hem „Büyük…“
Hem de „Cana yakın…“
Ama “Satılmış…”
İmamoğlu‘nun basın toplantısı daha devam ederken, bu tanımından dolayı İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca hakkında dava açıldı.
Bunu haber yapan gazeteci ve televizyoncuların hakında da dava açılacağı ilan edildi.
Nihayet bugün “bu suçu işleyen” gazetecilerden Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek gözaltına alındılar.
Öyle görünüyor ki bugünden sonra da gözaltıların devamı gelecek…
Çünkü Erdoğan’ın “Turpu”, “Satılmış” olsa da “Büyük” ve de “Cana yakın” olduğu için çok değerli…
Dokunan yanıyor…
28.01.2025